“Bunak bir köprüdeyim: suya ermem gerekli”
Boş bir kağıttayım
Kağıt benden usandı
Yusuf, Yusufluğundan
Kuyu kuyuluğundan
Altı üstü bir zamanlar
Bir altıpatlar
Şarapnele beş kala
Tenimizde ürperti
Tetikte el usandı
Söylendiği saatte
Yağmayan o yağmura
Kanamasız bir hastaya
Acele kan, amasız ve fakatsız
Ağızda gevelenmeden
Çabucak söylenen
Zor zamanda zihnimize dolanan
O saçma sapan şarkı
Naipler, vekilharçlar, kavanozlarca bal
Söz dilden usandı, leb ağızdan
Binlerce aşk pıhtılandı
Ve biz ağlamadık
Bir cenazeyle kalktı üstümüzden
Bütün ölümlerin yası
Üstelik buharlaşmadı da
Ne varsa katı
Çürüdük ne varsa
Hepsini yürüdük
Küfrün ihsanı olabileceği zannıyla
Ayak yoldan
Ve insan
Buna ne oluyor
Dediği zaman
Din imandan utandı
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!